Opak
Opak saydamın karşıtıdır. Bir renk opaksa üzerine sürüldüğü yüzeyi tamamen kapatıyor demektir. Bazı boya pigmentleri saydamdır ve opak olmaları için ek maddeler katılması gerekir. Saydam boyalara biraz beyaz katarak yüksek oranda opaklık elde edilebilir.
Optik Karışım
Resimdeki renkli pigmentleri küçük darbeler ve noktalamalar ile bir araya getirmek için kullanılan resim terimidir. Böylece uzaktan resme bakınca sanki renkler birbirleriyle karışmış gibi görünür. Örneğin optik karışım tekniğine göre mavi ve kırmızı gölge resme bakana şiddet hissi uyandırır. Optik karışım tekniği ile yaratılan bu dramatik etki tamamen Empresyonistler ve Pointilist ressamlar tarafından kullanılmıştır.
Orantılı Küçültme
Düz bir resim düzleminde derinlik yanılsaması yaratma yöntemi. Orantılı küçültme özel olarak, resim düzlemine belli bir açıyla yerleştirilmiş objelerin inandırıcı bir şekilde çizilmesi ve boyanması için gereken perspektif tekniklerine karşılık gelir. Bu teknik çoğunlukla biçim değişimi, yani objelerin uzaklaştıkça daralma ve soluklaştırmayı da içerir. Bu durumda izleyicinin gözleri ve beyni objeyi otomatik olarak doğru oranlarda yeniden oluşturur.
Otomatik çizim
Otomatizm diye de bilinen otomatik çizim, fırça ya da kalemin bilinçli ya da kasıtlı bir egzersiz düşüncesi olmaksızın, içgüdüler doğrultusunda kullanılmasını ifade etmektedir. İlk kez 1920’lerde, bu üslubun çalışmalarını geleneksel formlar ve kısıtlamalardan farklılaştıracağını düşünen Sürrealistler tarafından kullanılmış, daha sonra 1940 ve 1950’lerin Soyut Ekspresyonistlerince geliştirilmiştir. Önde gelen temsilcilerinden biri, spontane olarak yaratılan efektlerin bir resmin kompozisyonunun en önemli unsuru olduğuna inanan Jackson Pollock’tır (1912-1956).
Öklid
Öklid çok ünlü bir Yunan matematikçidir, düzlemdeki geometrik şekiller arasındaki oranların bağlantılarıyla ilgili kuralları konu alan “Elemanlar” isimli bir kitap yazmıştır. Optik ve müzik kadar, rakamlar teorisi üzerine de çalışmıştır. Sanat ve matematik arasındaki bağlantıları bulmaya yönelik girişimlerinin, Poussin’den Rus Yapısalcıları’na kadar bir çok ressam üzerinde dikkate değer bir etkisi olmuştur ve bu etki günümüzde de hissedilmektedir.
Ölçek
Bir objenin diğer objelere göre orantısını ve boyutlarını gösteren oran. Resim ve çizimde ölçek, bir kompozisyonun türetildiği özgün malzemeye oranını gösterir. Örneğin, bir objenin "üçte bir ölçekle" çizilmesi, özgün malzemenin üçte biri boyutunda çizildiği anlamına gelir.
Paris Okulu
II. Dünya Savaşı’ndan sonra Paris’te yaşamış ve serbest izlenimci tarzda resimler yapmış ressamlar için kullanılan bir terimdir. Grubun içerisinde öne çıkan isimler Rus Marc Chagall (1887-1985) ve İtalyan Amedeo Modigliani’dir (1884-1920). Bu savaştan sonra dünyadaki yenilikçi sanatın merkezi Paris yerine New York olmuştur.
Patine
Bir eserin çizgi veya renklerinde eskimeye ve kullanıma bağlı olarak bozulmalar olmasıdır. Aslında bronz ve bakırın hava tarafından oksitlenmesiyle oluşan genelde yeşil renkli tabaka halindeki paslanmadır. Patine genelde sanat eserlerine daha fazla ve beklenmedik kalite eklenmesi olarak da görülebilir. Bozulmanın ilerlemesini önleyeceğinden eserin yüzeyini kaplayan bir koruyucu olarak düşünülebilir.
Payne grisi
Hazır halde bulunan bu pigment ultramarine mavi, Mars siyah ve ochre sarının karışımından elde edilir. Özellikle sulu boyada kullanışlıdır. Ressamların çoğu bu rengi kendileri üretmeyi tercih ederler. Payne grisi kullanışlı bir renktir ve piyasadaki diğer karışımlardan çok daha yaygın olarak kullanılan bir malzemedir.
Perspektif
İki boyutlu bir yüzeyde objeleri üç boyutlu gösterebilme sistemidir. 15. yy. başlarında temek kuralları belirlenmeye başlanmıştır. Ufuk çizgisi üstündeki odak noktası ve hava perspektifi olmak üzere iki şekilde olabilir. Odak noktası, birbirine paralel çizgilerin göz hizasındaki bir başka çizgi üzerinde tek bir noktada birleştiği prensibidir. Hava perspektifi ise atmosferin etkisiyle uzaktaki nesnelerin yakınlardaki nesnelere oranla daha az belirgin ve griye dönük bir tonda gözükmeleridir.
Phtalo renkleri
Phthalo, phthalocyanine’nin kısaltılarak söylenen halidir. Phathalo mavi, 1930’larda geliştirilen yapay bir mavi pigment olan bakır phthalocyanine’den üretilen, parlak ve soğuk tonlu ve daha önce varolan benzerlerine kıyasla daha dayanıklı bir boyadır. Parlak zümrüt yeşili rengindeki Phthalo yeşilse klorlanmış bakır phthalocyanine’den elden edilir. Bu boyaların pigmentleri çok güçlüdür ve beyazla karıştırıldıklarında küçük bir parça dahi güçlü renklere ulaşmak için yeterli olacaktır.
Plein Air - Açık Hava
“Açık Hava” için kullanılan Fransızca terim. Plein air ile stüdyo yerine açık havada yapılan resimler kastedilir. Bu tarz, ekipmanların daha hafif ve portatif olması sayesinde, yalnızca on sekizinci yüzyıl sanatçıları tarafından kırlarda uygulandı. İzlenimciler, doğal ışığın çabuk kaybolan etkisini elde etmek amacıyla bu tekniğin öncüsü olmuşlardır.
Post –Empresyonistler
Bu isim ressam ve resim eleştirmeni Roger Fry (1866 – 1934) tarafından 1910 yılında Grafton Galerisi’nde sergi açan bir grup ressama verilmiştir. Bu ressamlar arasında Cezanne Derain Matisse Picasso Seurat ve Van Gong bulunmaktaydı. Tarzları arasında belli bir benzerlik olmasa da hepsinin çalışmaları Empresyonistlerin eserlerinden uzaklaşıldığını gösteriyordu.
Prusya Mavisi
Kimi zaman Paris mavisi, Berlin mavisi, demir mavisi veya bronz parıltısından ötürü bronz mavisi olarak da bilinen, yeşilimsi tonları olan ve demir siyanürden üretilen koyu mavi bir pigmenttir. Bilinen ilk sentetik pigment 1704 yılında kazara bulunmuştur. Alman boya üreticisi Diesbach, kırmızının tonları ile ilgili deney yaparken yanlış maddeler kullandı ve umulmadık bir kimyasal reaksiyon elde etti. Diesbach bu üretim detaylarını gizli tuttu ve sonunda 1724 yılında John Woodward tarafından yayınlandı. Açık renk tonlarındaki solma eğiliminden dolayı güvenilir olmamasına rağmen, 1770’de ressamlarca kullanılmaya başlandı. Prusya mavisinin yerine kullanılmak için tasarlanan tamamen kalıcı Ftalosiyanin (veya Phtalo) mavisi 1935’te bulundu.
Raw Sienna
Kahverengimsi sarı doğal renk. Manganez ve demir içeren kilden elde edilir. İtalya’da çıkan bu kil adını, Siena’nın Toskana kentinden alır. ‘Raw’ (ham) sözcüğü, örtücü kahverengimsi bir sarı renk tonu olan Burnt siennanın rengini temsil eder. Ham ve yanık sienna bazen ‘İtalyan toprağı’ diye anılır. Raw sienna sanatçılar tarafından özellikle kan tonlarını resimlemek için kullanılır.
Renk
Işığın nesneler üzerine çarpması ve nesneden gözümüze yansıması sonucu, gözümüzde meydana gelen duyumların her birine renk denir.
Renk değerleri
Bu, bir rengin parlaklık derecesine verilen değerdir. Renk beyaza yaklaştıkça değer yükselir. Siyaha yaklaştıkça düşer. Kırmızı, yeşil, mavi veya kahverengi gibi farklı renkler aynı parlaklık derecesine sahip olabilir. Aynı şekilde bir rengin farklı tonlarının farklı değerleri olabilir. Her rengin değeri çok önemlidir ve resmin genel görünüşünü tamamen etkiler. Renk değeri bir rengi analiz ederken kullanılan üç değerden biridir. Diğerleri renk tonu ve renk doyumudur.
Renk tayfı – Spektrum
İlkokulda yaptığımız bir deneyi hatırlayalım: kristal camlı avizelerden bir parça alıp gün ışığına tutar ve gök kuşağıdaki renkleri görürdük. Gözümüz kristal cam sayesinde beyaz ışığı oluşturan yedi ana rengi ve bu renklerin birbirlerine geçişlerini görür. Bu renkler renk tayfı yani spektrumtur. Objeler fiziksel durumlarına bağlı olarak renk tayfının bazı renklerini emer, geri kalan renkleri yansıtırlar. Örneğin bir obje kırmızı görünüyor ise, renk tayfındaki diğer tüm renkler emiyor, sadece kırmızı rengi yansıtıyor demektir.
Renk tonu değerleri
Bu bir renkteki ışığın ve karanlığın ölçümüdür. Beyaz ve siyah arasında bu ölçüm yapılır. Renklerin birbirleriyle karşılaştırıldıklarında sahip oldukları tonu ifade eder. Örneğin sarının açık bir ton değeri vardır. Ama mor koyudur. Bir rengin ton değerini anlamak için resme gözleri kısarak bakmakta fayda vardır. Böylece görüntü biraz grileşir ve resmin bölgeleri arasındaki ton farkı ortaya çıkar.
Rönesans
Rönesans terimi “yeniden doğuş” anlamına gelmektedir ve 15 ile 16. yy’larda İtalya’da başlayan sanat ve edebiyat alanındaki harekete verilen isimdir. Bu süre boyunca klasik değerler önem kazanmış ve humanizm yeşermeye başlamıştır. Böylece dönemi etkisi altında bırakan Gotik akım da yerini Rönesans’a bırakmıştır. Sanat alanında Rönesans, aşırı detaycılığın bir kenara bırakılması ve temel tekniklere geri dönüş anlamına gelmektedir. Michelangelo’nun erken dönem çalışmaları Yüksek Rönesans olarak adlandırılan üslubun tipik örnekleri arasındadır.
Salon
İlk kez 1667’de düzenlenen “Salon”, Fransız Akademisi’nin resmi sergisidir. İsim, sergilerin yapıldığı mekan için kullanıldı; Paris Louvre’daki Salon d’Apollon galerisinde düzenlendi. Sergiler başlangıçta tek tek yapıldı. 1748 yılında jürili seçme sistemine geçildi. Bu süre içerisinde Paris’te halk için açılmış ilk sergiydi; o yüzden de çok fazla ilgi çekti. Edouard Manet (1832-83), Paul Cézanne (1839-1906) ve James Whistler (1834-1903) gibi ressamlar 1863 yılında Salon tarafından reddedilince, Salon des Refusés (Reddedilenlerin Salonu) adında kendi sergilerini açtılar. 1884’te Georges Seurat (1859-91) ve Paul Signac (1836-1935) tarafından engellenen bir grup sanatçı, yıllık bir sergi organize etti ve adını da Salon des Indépendants (Bağımsızların Salonu) koydular. Bu bağımsız ve cesurca sergilerin arasında Salon yavaş yavaş prestijini yitirmeye başladı.
Sap (Bitkiözü) Yeşili
Zaman zaman iris yeşili ya da bitki özü yeşili olarak da anılan sap yeşili, koyu sarımtırak-yeşil rengin bir pigmentidir. Ressamlarca beğenilen bir renk olmasına karşın, sap yeşili güneş ışığına maruz kaldığında solduğu için güvenilir değildir. Şimdilerde sap yeşili adında daha kalıcı ve modern pigmentler vardır, ama boyanın gerçek tonları ve renk özellikleri standart hale getirilememiştir.
Sepya
Ahtapot ve mürekkep balıklarının kesesinden elde edilen yarı transparan kahverengi bir pigmenttir. Güneş ışığına gösterildiğinde hemen rengi atar, bu sebeple günümüz sanatçıları tarafından pek kullanılmamaktadır. Sepya çoğunlukla Romalılar tarafından mürekkep olarak kullanıldı. Sulandırıldığında çok çeşitli tonlar üretilebilir. Burnt sienna yada alizarin kırmızısı ile karıştırıldığında Roma Sepya’sı olarak bilinen renk elde edilir.
Sfumato
Sfumato, tonların birbiri içinde eritilmesiyle yumuşak etki yaratmayı amaçlayan bir boyama tekniğidir. Yanda Mona Lisa'dan alınan detayda gösterildiği gibi Leonardo da Vinci bu tekniğin ustalarından biridir. Terim, İtalyanca fuma (duman) sözcüğünden türetilmiştir ve 15. yüzyılda yağlıboyanın keşfiyle, neredeyse algılanamayacak ton ve renk geçişlerini adlandırmak için kullanılır.
Sgraffıto
Resimde bu terim üstteki boyanın kazınarak alttaki rengin ortaya çıkarılması için kullanılır. Bu, İtalyancada “kazımak” anlamına gelen kelimedir. Özellikle dekorasyonda kullanılan bir tekniktir
Sıcak renk
Dalga boylarının kısa olması ve titreşim sayılarının yüksek olması sebebiyle çabuk görülen renklerdir. Turuncu, kırmızı ve sarı sıcak renklerdir. En sıcak renk turuncudur.
Sıçratma
Bir yüzeyin mürekkep veya boya ile düzensiz nokta ve zerre desenleri sayesinde kaplanması yöntemidir. Ressamlar sanatsal çalışmalarında bilerek düzensiz veya önceden kestirilemeyen bir görüş elde etmek için sıçratma tekniğini sıklıkla kullanırlar.Efekt boyaya batırılmış bir fırça, tarak ya da diş fırçası ile burada gösterildiği gibi elde edilebilir. Böylece boya damlaları boyama yüzeyine yarı-gelişigüzel şekilde düşer. Bir hava tabancası da, şayet iri damlalar püskürtülmeye ayarlanırsa, sıçratma efektini üretebilir.
Simultane karşıtlık
İki renk yan yana kullanıldığında, birbirlerine dokundukları noktalarda, aralarındaki ton ve parlaklıkla ilgili farklılıklar en yoğun biçimde ortaya çıkar. Bu karşıtlık simultane karşıtlık olarak adlandırılmıştır. Bu etki, kırmızı ve yeşil gibi birbirine zıt renkler söz konusu olduğunda daha belirginleşir.
Size
Bu sulandırılmış uhu şeklinde bir solüsyondur. Kağıt tuval veya diğer yüzeylerin üzerine, emiciliklerini azalmak ve daha kolay resim yapılmasını sağlamak için sürülür. Size olmadan boya doğrudan emilir ve kontrol edilmesi zorlaşır. Özellikle yağlı boya kullanırken tuvalin üzerine sürülür.
Soğuk renk
Dalga boylarının uzun olması ve titreşim sayılarının düşük olası sebebiyle yavaş göze çarpan renklerdir. Yeşil, mavi ve mor soğuk renklerdir. En soğuk renk mavidir.
Şeffaflık
Sanatla ilgili kullanıldığında bu sözcük bir resim malzemesinin, özellikle sulu boyaların kısmen görünür olma niteliğini ifade eder. Sulu boyalara biraz daha su eklenmesi şeffaf hale gelmelerini sağlayarak altlarındaki kağıdı, çizgileri ve fırça darbelerini görünür kılar. Bu nedenle şeffaflık, özellikle renk katmanlarının birbiri üzerine yapılandırılması sırasında etkilidir.
Şişme
Kağıt yüzeyinin boyadaki nemi emdiği ve genişlediği zaman meydana gelen bükülme efektidir. Bu durum, özellikle çok ıslak fırçanın kullanıldığı resimlerde önemli bir sorundur. Kağıdı kullanmadan önce sert bir yüzey üzerine gererek bu sorun giderilebilir.
Tamamlayıcı renkler
Renkler karşıt ya da tamamlayıcı renkler olarak ikili gruplara ayrılırlar. Siyah beyazın, kırmızı yeşilin, turuncu mavini, sarı da morun karşıt rengidir. İki karşıt rengi bir araya getirirseniz, çok güçlü bir kontrast sağlanır ve birbirlerinin resonansını (tınlama, parlama) arttırırlar. Örneğin kırmızı bir objeye gözünüzü kaçırmadan iki dakika boyunca aralıksız bakın. Ardından bakışlarınızı bembeyaz bir duvara çevirin, gözünüz duvarda kırmızının karşıt rengi olan yeşil renkli lekeler görecektir: buna “izlenim sonrası” (after image) denir. Bu deneyi diğer karşıt renkler için de yapabilirsiniz. Burada unutulmaması gereken nokta, gözümüz ışığın da yardımıyla farklı malzemelerde karşıt renklerin karışımlarından birbirinden farklı tonlar algılar. Bunun sebebi boya malzemelerinin kimyalarının birbirinden farklı olmalarıdır.
Tarama
Tarama, bir dizi yakın ve paralel çizgi kullanılarak yapılan gölgelendirme tekniğidir. Çizgilerin kalınlıkları ve birbirlerine olan mesafeleri arttırılıp, azaltılarak, koyu ve açık tonlu gölgeler arasındaki farklılıklar elde edilir. Yapılan tarama üzerine bu kez onu kesen çizgilerle yapılan gölgelendirmeye de çapraz tarama denir. Bunlar tüm çizimlere uygulanabilen tekniklerdir.
Teknik Resim
Diyagram formları resimlerken güzellikten öte, doğru bir şekilde kağıda geçirmek üzere kullanılan tekniktir. Teknik resim özellikle detaylı teknik bilgi ve kesin orantı gerektiğinde, yaygın olarak mimarlık, harita ve bilimsel araştırmalarda kullanılır. Teknik resim grafik olarak yapılandırılır ve projelerin planları ile perspektiflerini uzaysal ilişkileriyle birlikte resimler. Daha birkaç yıl öncesine kadar cetvel ve pergel kullanılarak kağıda geçirilirken, son zamanlarda bilgisayarda yapılan çizimler daha tercih edilir olmuştur.
Temel yazı
10. yüzyılın sonlarında İngiltere'nin güneyindeki keşişler tarafından yazılan Ramsey Psalter adlı ilahiler kitabındaki yazıları temel alan, yuvarlak harfli bir yazı stili. Harfler, dairesel şekilleriyle dikkati çeker.
Tempera tekniği
Toz halindeki boya pigmentlerinin yumurta sarısı ve su ile karıştırılmasıyla elde edilen bir boyadır. Çabuk kuruyarak, Carlo Crivelli’nin (1430/35-1495) aşağıda yer alan resminin detaylarında göründüğü gibi zengin, parlak ve şeffaf renkler elde edilmesini sağlar. Kat kat sürerek yoğun detaylar için çok uygun bir malzemedir.
Terracotta
İtalyanca’da bu terimin kelime anlamı “pişmiş toprak” olsa da Terracotta (bazen terra cotta şeklinde yazılır) daha çok kaba ve geçirgen kilden yapılmış, kızıl-kahve ve soluk ochre renkteki, kap ve tas gibi objeleri adlandırmak için kullanılır. Kil, eski zamanlardan bu yana tüm dünya üzerinde terracotta kaplar, figürler, süsler ve tuğlalar yapılmak için kullanılmıştır. Yunanistan’da bulunan bazı terracotta figürlerinin M.Ö. 3000’li yıllar ve Bronz Çağı’nın başlarından günümüze kaldığı düşünülmektedir. Terracotta objelerin çoğu, etkileyici renkleri ve malzemelerinin kabalığı nedeyle cilalanmadan bırakılmıştır. Dayanıklılığı ve yaygınlığı sayesinde, terracotta yüzyıllardır popüler kalmıştır ve hale çömlekçiler ve mimarlar tarafından kullanılmaktadır.
Ton kontrastı
Bir rengin en açık tonundan en koyu tonuna kadar olan ton farklılıklarıdır. Renge beyaz ya da beyaza yakın bir ton karıştırılarak rengin tonunu açabilir, siyah ya da yakın bir tonda koyu renk ekleyerek rengi koyulaştırabilirsiniz.
Triptik
Orta Çağ ve Rönesans dönemleri boyunca kiliseler için hareketli altar panoları olarak tasarlanan, tema olarak birbiriyle ilişkili ve yan yana üç resmin oluşturduğu grup resimleridir. Triptikler genelde bir orta panoyla bunun yarı boyutlarında iki yan panodan oluşur ve yan panolar ortadakinin üzerine kapanacak şekilde menteşeyle tutturulur. Ana tema orta panoda, ilişkili temalarsa kanatlarda işlenir. Çoğunlukla bütün çalışma predella denen, resimli veya oymalı bir taban veya platform üzerine yerleştirilir. Triptik çeşitlemeleri arasında kitap gibi kapanabilen iki kanatlı diptik ve üçten fazla (çoğunluk beş) kanadı olan poliptik sayılabilir.
Ufuk Çizgisi
Bu bir resimde perspektif çizgilerinin birleştiği yere verilen addır.Ufuk çizgisi bir resimde gökyüzü ve toprağın birleştiği yer olarak, görünür halde de olabilir, teorik olarak da konabilir. Örneğin ağaçların veya binaların ufuk çizgisini kapadığı manzaralarda veya iç mekan resimlerde belirgin değildir. Alışılageldik bir manzara resminde ufuk çizgisi hep ortadan keser çünkü ufuk çizgisi her zaman bakan kişinin göz hizasındadır.
Vandyke Kahverengisi
On sekizinci ve on dokuzuncu yüzyıllarda sanatçılar arasında çok popüler olan bir toprak rengi. İsmini, asillerin portrelerini yaptığı resimlerde bu rengi sık sık kullanan, Flaman ressam Sir Anthony van Dyck’tan (1599-1641) alır (bkz. s. 550). Ancak doğal yollardan oluşan demir oksit, kil ve çürümüş bitki kalıntılarından meydana gelen orijinal pigment hiç güvenli değildi. Sonradan bu pigmentin yerini, ona eşdeğer, daha kalıcı sentetik bir pigment aldı.
Vortisizm
Her şeyi kapsayan bir merkezcilik. Ressam ve yazar Wyndham Lewis (1882-1957) tarafından bulunan, kısa bire dönem süren İngiliz avangart resim hareketidir. Bir grup ressam, heykeltraş ve yazar tarafından takip edilmiştir. Nesnesiz ve soyut resmi temel alarak Fransız Kubist ve İtalyan Futuristlerin ideallerini kapsayan, İngiliz resminde soyut resme karşı ilk organize harekettir. Vorticismin tarzı sert, dar açılı ve mekanikti. İsmi, Futurist sanatçı Umberto Bocciori (1882-1916)’nın deklarasyonunu refere eden şair Ezra Pound tarafından konmuştur.
Yüzey
Boyanın üzerine uygulanacağı malzemedir. En sık kullanılan yüzeyler sulu boya, guaş ve pastel boyakar için kağıt yüzeyler, yağlı boya ve akrilikler içinse astarlı tuvaldir. Freskler doğrudan ıslak alçı üzerine boyanırlar. Sanat tarihi boyunca resimlerin tahta, deri ve hayvan kemikleri üzerine yapıldığı da görülmüştür. Minyatür portrelerin fildişi üzerine yapıldığı da bilinmektedir.
Zincirleme karşıtlık
Gözlerinizi bir renk alanına sabitleyip ardından farklı bir tarafa baktığınızda o rengin negatif halini görürsünüz. Bu etki zincirleme karşıtlık ya da kromatik adaptasyon diye bilinir. Renk parçaları bir resim yüzeyinde yan yana konulduklarında her renk yanındaki diğer renkten etkilenir. Çevrelerinin etkisiyle dönüşüme uğrayan renkler, düz beyaz ya da renklendirilmiş başka bir zemin üzerinde olduğundan farklı görünürler. Bu bazen, bir rengin tam olarak tarif edilmesinin imkansız olduğu anlamına gelmektedir.
Kaynak
www.artacademy.com.tr/sozluk.aspx