Güzel Tablo

Türk Kahvesinin Faydaları Yararları

Gönderen Konu: Türk Kahvesinin Faydaları Yararları  (Okunma sayısı 1274 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı kardelen

  • Yönetici
  • *****
  • İleti: 4343
  • Puan 25
  • Cinsiyet: Bayan
Türk Kahvesinin Faydaları Yararları
« : 03 Temmuz 2014, 22:19:58 »
Türk Kahvesi'nin Faydası Yararı

Türk kahvesi, Türkler tarafından keşfedilen kahve hazırlama ve pişirme metodunun adıdır. Özel bir tadı, köpüğü, kokusu, pişirilişi, ikramıyla kendine özgü bir kimliği ve geleneği vardır. Telvesi ile ikram edilen tek kahve türüdür.



Kahvenin kökeni araştırmacılar tarafından 14. yüzyıl başlarında Güney Habeşistan'dan tüm dünyaya yayıldığı şeklinde belirtilmiştir. Bunun kaynağı da etimolojik olarak kahve ile yakın benzerlik gösteren Güney Habeşistan'daki Kaffa yöresi gösterilmektedir.

Önceleri Arap Yarımadası'nda kahve meyvesinin kaynatılması ile elde edilen içecek, bu yepyeni hazırlama ve pişirme metoduyla gerçek kahve lezzetine ve eşsiz aromasına kavuşmuştur. Kahve ile Türkler sayesinde tanışan Avrupa; uzun yıllar kahveyi, Türk kahvesi olarak bu yöntemle hazırlayıp tüketmiştir.

Brezilya ve Orta Amerika menşeili, arabica türü, yüksek kaliteli kahve çekirdeklerinden harmanlanan ve tercihen kömür ateşinde ağır ağır, titizlikle kavrulan Türk Kahvesi, çok ince öğütülür. Bir cezve yardımıyla su ve isteğe göre şeker ilave edilerek pişirilir, bir fincan kahveye iki çay kaşığı kahve atılır. Küçük fincanlarla servis yapılır.

İçilmeden önce telvesinin dibe çökmesi için kısa bir süre beklenir. Su, sanıldığı gibi kahvenin sonunda değil; kahveyi içmeden evvel içilmektedir. Ayrıca tüm dünyada espresso ile en çok tüketilen kahve türüdür ki dünya genelinde hemen hemen her tür restorantın menüsünde bulunan 2 kahveden biridir.

İlk olarak Tahtakale'de açılan ve tüm şehre hızla yayılan kahvehaneler sayesinde halk kahveyle tanıştı. Günün her saati kitap ve güzel yazıların okunduğu, satranç ve tavlanın oynandığı, şiir ve edebiyat sohbetlerinin yapıldığı kahvehaneler ve kahve kültürü dönemin sosyal hayatına damgasını vurdu.

Türk Kahvesi'nin tarihi 1517 yılında Yemen Valisi Özdemir Paşa, lezzetine hayran kaldığı kahveyi İstanbul'a getirdi. Türkler tarafından bulunan yepyeni hazırlama metodu sayesinde kahve, güğüm ve cezvelerde pişirilerek Türk Kahvesi adını aldı.

Saray mutfağında ve evlerde yerini alan kahve, çok miktarda tüketilmeye başlandı. Çiğ kahve çekirdekleri tavalarda kavrulduktan sonra dibeklerde dövülerek cezvelerde pişirilmek suretiyle içiliyor ve en itibarlı dostlara büyük bir özenle ikram ediliyordu.

Kısa sürede, gerek İstanbul'a yolu düşen tüccarlar ve seyyahlar gerekse Osmanlı elçileri sayesinde Türk Kahvesinin lezzeti ve ünü önce Avrupa'yı oradan da tüm dünyayı sardı.

Türk Kültürü'nde yeri

İngilizlerdeki çayı saati geleneği gibi, kahvenin de türk toplumunda bir zamanı vardır. Genellikle sabah ve öğlen öğünleri arasında içilir. Türkçe günün ilk öğünü anlamına gelen "kahvaltı" sözcüğü kahve içimi öncesi yenen şeyler demektir.

Kahve falı ile geleceği anlatmak için kullanılan tek kahve türüdür.

Kahvehane adlı işletmelerin doğmasına yol açmıştır.

Dini Bayramların ve geleneksel "kız isteme" merasimlerinin bir süjesi olmuştur.

Bol köpüklü Türk Kahvesi'nin faydaları

Günde iki fincan kahvenin kolon kanseri riskini, kalın bağırsak kanseri riskini yüzde 25, safra kesesinde taş riskini yüze 45 azalttığını gösteriyor.


Kahvenin içerdiği kafein maddesi, sinir sistemini uyarıp zihinsel aktiviteyi güçlendirir. Uyuşukluğu giderip enerji verir ve uyanık kalmayı sağlar.

Yapılan araştırmalar günde 6 fincan kahve içen 55 yaşındaki bir kişinin düşünme potansiyelinin içmeyenlere oranla 6 kat daha fazla olduğunu gösteriyor. Ayrıca kahve içenlerde içmeyenlere nazaran daha az diş çürüğünün olması, bir başka dikkat çekici araştırma sonucu.

Kahve içtikten sonra organizmada ani değişiklikler oluyor. Tüm vücut ani bir enerji akımı ile doluyor. Bu enerji çocuklarda 3, yetişkinlerde ise 5 - 7 saat sonra azalmaya başlıyor. Tüm bu olumlu yönlerine rağmen kahveyi çok fazla tüketmemekte fayda var.

Çünkü aşırı kahve tüketimi sürekli bir uykusuzluğa ve mide rahatsızlıklarına neden oluyor. Ayrıca aşırı tüketim yüksek tansiyona da sebep olabilir.

Kahvenin selülit yapmak bir yana, vücuda daha fazla hareket kazandırarak, metabolizmanın yağ yakmasına katkı sağladığı saptanmıştır.
Kahvenin ayrıca depresyon ve alkolizm tedavisine iyi geldiği biliniyor.

Kahve yemek üzerine içildiğinde, sindirimi kolaylaştırır. Bu yönüyle şekerli içmemek kaydıyla kilo almayı ve mide ekşimelerini önler. Asıl yararı hayali genişletir, hafızaya güç verir, hareket sağlar ve gevşekliği giderir.

Kahvenin düşünceye açıklık getirdiği bir gerçektir. Şairler şiirlerini ya-zarlarken, yazarlar makalelerini hazırlarken, ressamlar tablolarını yaparlarken, kahve fincanları en yakın ve sempatik destekçileri olmuştur.

Ünlü şair Eşref'in, hicviye yazmadan önce, iki çay dolusu kahve içtiği söylenir. Türk kahvesinin ayrıcalığını belirleyen noktaları özetlersek diyebiliriz ki; Türk kahvesinin (dozunda içildiği takdirde) sağlığı tehdit edecek zararlı yanı yoktur.

Teskin edici ve dinlendirici özelliği vardır. Bir fincan kahvedeki 50 mg. kafein hemen vücuttan atılır. Bu bakımdan Türk kahvesi fincanı ideal ölçülere sahiptir. Bir fincandan fazla içildiğinde zihin açıcı, uyarıcı, enerji verici özelliği ön plâna çıkar. Yerinde ve zamanında içildiği zaman olağanüstü bir keyif verici olarak ün yapmıştır.


Kararında içilen, yani günde 2 fincan Türk kahvesi sağlığa faydalıdır

Kuru kahveci Mehmet Efendi'den öneriler:
Daima temiz içme suyu kullanın. Musluk suları içerdikleri klor gibi kimyasallar nedeniyle kahve tadını olumsuz yönde etkiler.

Daima yüksek kaliteli, taze kavrulmuş ve taze olarak öğütülüp paketlenmiş Kurukahveci Mehmet Efendi Mahdumları Kahvesini tercih edin.

Kahvenizi daima ağzı kapalı olarak muhafaza edin

Eğer kahveniz için ambalajı dışında bir saklama kabı kullanıyor iseniz;

Saklama kabını daima temiz tutun

Kap içindeki kahve bitmeden yeni kahve ilave etmeyin

Kap içine rutubetli kaşık sokmayın

Kahve hazırlama (pişirme) kaplarınızı daima temiz tutun.

Temizlik aşamasında sabun ve deterjan benzeri temizlik maddelerini kullanmayın. Eğer bu maddelerin kullanımı gerekli ise temizlik işlemi sonrasında bol su ile durulayarak kap içinde herhangi bir temizlik maddesinin kalmamasına özen gösterin. Kapların içinde kalabilecek kalıntılar kahvenin kokusunu ve lezzetini olumsuz yönde etkileyecektir.

Fincanların yıkanmasında ise mümkün olduğunca kokusuz sabun kullanımına ve bol su ile durulamaya özen gösterin.

Kahve hazırlarken bir makine kullanıyorsanız, temizlik için kullanım kılavuzunda belirtilen noktaları uygulamaya özen gösterin.

Kahveyi ihtiyacınız olduğu zamanda ve ihtiyacınız olduğu kadar hazırlayın. Hazırlandıktan sonra kahvenin uzun süre bekletilmesi hem soğumasına hem de bir süre sonra aromasını kaybetmesine yol açacaktır.


Çevrimdışı kardelen

  • Yönetici
  • *****
  • İleti: 4343
  • Puan 25
  • Cinsiyet: Bayan
Ynt: Türk Kahvesinin Faydaları Yararları
« Yanıtla #1 : 03 Temmuz 2014, 22:20:31 »
Türk Kahvesinin Faydaları

Özel bir tadı, köpüğü, kokusu, pişirilişi, ikramı, kendine özgü bir kimliği ve geleneği olan Türk kahvesinin yararları saymakla bitmiyor.

Sinir sisteminden, selülite kadar birçok sorunun çözümü olan Türk kahvesi hakkında neler biliyorsunuz?

Kahvenin içerdiği kafein maddesi, sinir sistemini uyarıp zihinsel aktiviteyi güçlendirir

Uyuşukluğu giderip enerji verir ve uyanık kalmayı sağlar

Yapılan araştırmalar günde 6 fincan kahve içen 55 yaşındaki bir kişinin düşünme potansiyelinin içmeyenlere oranla 6 kat daha fazla olduğunu gösteriyor.

Ayrıca kahve içenlerde içmeyenlere nazaran daha az diş çürüğünün olması, bir başka dikkat çekici araştırma sonucu.

Kahvenin ayrıca depresyon ve alkolizm tedavisine iyi geldiği biliniyor

Kahvenin vücuda daha fazla hareket kazandırarak, metabolizmanın yağ yakmasına katkı sağladığı saptanmıştır

Kahve selülit oluşmasını önler.

Kahve yemek üzerine içildiğinde, sindirimi kolaylaştırır

Kahve, kilo almayı ve mide ekşimelerini önler.

Kahve, Şeker hastalığının erken uyarı sinyali olarak kabul ediliyor.

Günde 3 fincan kahve, astım tehlikesini azaltıyor.

Kahve, Siroz hastalığı riskini yarı yarıya düşürüyor.

Kalp rahatsızlıklarını büyük oranda önlüyor

Kemikleri güçlendirir, ancak yaşlılar fazla tüketmemeli.

Çevrimdışı kardelen

  • Yönetici
  • *****
  • İleti: 4343
  • Puan 25
  • Cinsiyet: Bayan
Ynt: Türk Kahvesinin Faydaları Yararları
« Yanıtla #2 : 03 Temmuz 2014, 22:20:56 »
Türk kahvesi

Bir kahvenin kırk yıl hatırı olurmuş. Az değil, tam kırk yıl. Kahve deyince elbette bizim babadan kalma Türk kahvesi kastediliyor. Kaynar suya şöyle bir karıştırılan Nescafe değil.

Aslında Nescafe severim. Ama son zamanlarda işi iyice abartıp kağıt bardaklara konan, plastik sopayla karıştırılan şeklini değil. Bence her şeyin bir adabı vardır. O kaba saba muglara bile zor alışmışken bir de kağıt bardaklarla hiç geçinemem.

Kahve içmek bir keyiftir. Günün belli bir bölümünü ona ayırdığım bir düşünme sürecidir. Porselen, zarif desenli bir fincanda, tam kıvamında hazırlanmış bir kahve ruha bile iyi gelir.

Artık zevkinize göre. İster Türk kahvesi ister Nescafe.

Benim tercihim, bakır cezvede ve ağır ateşte özenle pişirilmiş sade Türk kahvesidir. Köpüğü bol olacak elbette. Kahvesinden tasarruf edilip az konulmayacak. İçimi hoş olup acı kahvenin tadı hafif genzi yakacak.

Ama çok hafif.

Kahve pişirmenin yetmiş küsur yolu varmış. Geçenlerde bir gazetede okumuştum. Pek aklımda kalmadı. Çünkü kendi pişirişimden memnunum. Dediğim gibi işin sırrı bakır cezvede. Son yıllarda mutfaklarımızdan eksik etmediğimiz çelik tencereler iyi hoş da cezveleri hiç işe yaramıyor. Kaynar vaziyetteki kahveyi fincana dökerken ıslak olmayan bölüme değince cozz diye bir ses çıkıyor ve canım köpük her tarafa sıçrayarak yok oluyor.

Hiç içtiniz mi bilmem, bir de Arap kahvesi var. Bir zamanlar aslen Arap olan bir arkadaşım ikram etmişti. Babası bu konuda çok titizmiş ve kahveyi özel olarak getirtiyormuş. Bizimkinden çok daha küçük fincanlarda, azıcık servis ediyorlar. Zaten daha fazla olsa içmek mümkün olmayacak. Sanıyorum Türk kahvesine göre daha ince çekilmiş, inanılmaz acı ve sert bir kahve bu. İlk yudumu aldığımda gözlerim yuvalarından çıkacak gibi olmuştu. Bir de kendi zevkime göre sade istemiş olduğumdan iyice zor gelmişti yutmak. Fakat gariptir, yuttuktan sonra ağızda hoş bir tat bırakıyor. Hani filtresiz sigara içmek gibi.

İngilizlerin çok hassas olduğu beş çayı gibi bizim de kahve zevkimiz var işte. Gerçekten İngiliz halkı o çay konusunda ciddiler. Saat beşi gösterdiğinde işi gücü bırakıp mutlaka çaylarını alıyorlar ellerine. Bir de sütlü çay faslı var oralarda. Hiç içemem sanmıştım ama o iş için kullandıkları çay farklıymış. Çok sert ve siyah bir çayı sütle karıştırınca içilebilir hale geliyor. Yine de hasta çayı gibi oluyor ya neyse. Onlar çayı içi görünmeyen büyük porselen fincanlarda alıyorlar. Biz ise bardağın içi mutlaka görünsün isteriz. “Tavşan kanı” tabirini bilirsiniz. Rengiyle birlikte bardağın boyu da önemli bizler için. Ben küçük cam bardakları tercih ediyorum. Hani, beli ince olanlar. Bir arkadaşım var, o artık işi iyice saplantı haline getirmiş, yüksük boyutunda bardakları kullanıyor. Bir zamanlar Paşabahçe üretmiş o boy bardakları. Şimdi pek üretilmiyor herhalde çünkü hiçbir yerde bulamıyoruz.

Bir kahve dedik, bakın ne kadar uzun bir yazı çıktı ortaya.
Yine Türk kahvesine dönmek istiyorum.

Bizim kahvenin kız isteme törenlerinde oynadığı rolü pek severim. Asırlardan beri değişmemiş olan o gelenek yürek okşayıcıdır. Hangi şehre, hangi yöreye giderseniz gidin karşınıza mutlaka Türk kahvesi ikramı çıkar. İkram sırası da önemlidir tabii. İstenecek kızın gitmeye gönlü varsa nasıl da heyecanlanır.

Pek çok evde kız heyecanlı olduğu için çaktırmadan annesi pişirir kahveleri. Ama bir de dökmeden götürmek derdi vardır. Onu da anne yapamayacağına göre iş başa düşer ve içten dualar okunarak, fincanların içine bakmamaya çalışılarak götürülür tepsi. O arada anne de panik halindedir. Nasıl da hanım bir kız yetiştirdiği görülsün ister. Bunlar tatlı telaşlar, güzel heyecanlar. Allah herkese hayırlı bir yuva kurmayı nasip etsin.

İşte kahve böylesine önemli kültürümüzde.
Geçenlerde genç bir üniversite öğrencisi okurum mail göndermiş. Diyor ki: “Sizin basit dertleriniz ya da önemli gelmeyen alışkanlıklarınız bazen içimi sıkıyor.”

Çok sevimli buldum bu cümleyi. Zaten sonra kırılmamam için tedbiren “yine de sizi çok seviyorum” diye ilave etmiş.
Hayatın zevki ve sıkıntıları ayrıntılarda gizlidir. Mesela kahveyi bilerek içerseniz daha çok keyif alırsınız. Üç günlük dünya süremizde azıcık neşelensek daha iyi olmaz mı?
Basit görünen dertlere gelince...
İçi beni yakar, dışı sizi.
alıntı

 

Her hakkı saklıdır - Forumda yazılan mesajlarla ilgili sorumluluk yazarlarına aittir.
Güzel Tablo

İnternetteki en güzel tablo ve resimleri bulabileceğiniz kaynak - güzel yağlı boya tablo