Güzel Tablo

Batı Edebiyatı ve Edebi Akımlar - 6

Gönderen Konu: Batı Edebiyatı ve Edebi Akımlar - 6  (Okunma sayısı 2675 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı kardelen

  • Yönetici
  • *****
  • İleti: 4343
  • Puan 25
  • Cinsiyet: Bayan
Batı Edebiyatı ve Edebi Akımlar - 6
« : 24 Ağustos 2013, 00:44:12 »
(19. yüzyılın ikinci yarısı)

Şiir ile düzyazının oluşum süreçleri farklıdır.Bu nedenle, öykü, roman, ve tiyatroda realizmin uygulanışıyla şiirde uygulanışı farklı olmuştur. Parnasizm, şiirde realizmdir. 19. yüzyılına ikinci yarışmada Fransa’da romantik şiire bir tepki olarak ortaya çıkmıştır.

Kuşkusuz, realizmin sosyal, düşünsel ve sanatsal dayanakları, parnasizmin de dayanaklarıdır.

Realistler gibi “sanat sanat içindir” düşüncesinde olan parnesyenler de sanatla güzelliğe güzel biçimlerde ulaşacağını düşünmüşler, realistlerden farklı olarak toprak sorunlarına uzak durmuşlardır.

Özellikleri:

· Romantizmde terk edilen Eski Yunan ve Latin Edebiyatı ‘na, mitolojisine tekrar dönülmüştür. Bu özelliğiyle klasizme yaklaşır.
· Tarihi olaylar, efsanevi kişiler, eski uygarlıklar konu edinilmiş; Hint, Mısır, Filistin gibi uzak ve

yabancı ülkelerin efsanelerinden yararlanılmış; şiire egzotik (yabancı) bir hava getirilmiştir.

Duygu hayalden, düşünce ve nesnelliğe açılmıştır şiir. Betimleme önem kazanmış, kişilikler gizlenmiş, dış doğa yansıtılmıştır.
Biçim ve söyleyiş güzelliği önem kazanmış; bu nedenle ölçü ve uyak öne çıkmış; şiirde konuya uygun bir ritm yaratılmak istenmiştir.
Felsefeyle ilgili düşünceler, bilimsel ve teknik konular şiire girmiştir.

NOT 1

Parnasçılar, plâstik (görme duyusuna seslenen; mimar-lık, heykelcilik, resim gibi) güzelliğe tutkun olup egzotik temalar (yabancı memleketlerle ilgili konular) üzerinde çalışmaktan zevk duymuşlardır.

NOT 2

Parnasçılar, uyak ve ölçüye sıkı sıkıya bağlanmışlar, hatta “Biz, nazım sanatı denince ölçü ve uyaktan başka bir şey anlamıyoruz.” diyecek kadar ileri gitmişlerdir.

NOT 3

Parnasyen şair, âlimane şiir yazar. İçinde kendi duygula-rı bulunmaz. Üslubu, betimlemeleri mümkün olduğu kadar canlı, renkli ve parlaktır. Gelenek haline gelmiş nazım şekillerini altüst etmeyi düşünmez. Aksine bütün nazım kurallarını harfi harfine uygulamak ister. Roman-tiklerin lirizminden mümkün olduğu kadar kaçar. Kısaca ressam ve heykeltıraşın yaptığını, o şiirde yapmak ister.

·JOSE MARIA DE HEREDİA ( 1842-1905)

En önemli eseri “ GANİMETLER “dir. Bizde Yahya Kemâl bir süre onun etkisinde kalmıştır.

·FRANÇOİS COPPEE (1842-1908)

Tevfik Fikret Coppee’den etkilenmiştir.

·THEODERE BANVİLLE
·LECONTE DE LİSSE
·THEOPHİLE GAUTIER (1811-1972)
·SULLY PRUDHOMME

Türk Edebiyatı’nda bütün özellikleriyle olmasa da Tevfik Fikret’in şiirlerinde ve Osmanlı tarihinin görkemli dönemlerine özlem duyması ve sese, ahenge önem vermesi nedeniyle Yahya Kemal’in şiirlerinde parnasizmin kimi özellikleri gözlenebilir.

NATÜRALİZM(DOĞALCILIK)

(19.yy’ın sonraları)

“Bilimsel gerçekçililik” demek olan natüralizm realizme bir tepki olarak değil, onun bir ileri aşaması olarak 19.yüzyılın sonlarında Fransa’da biçim-lenmiştir.

Bu biçimlenişte, Hippolyte Taine’in “determinizm” (gerekircilik), Claude Bernard’ın “deneysel uygulama” ve Darvin’in “evrim” ve “soyaçekim” düşüncesi natüralizmin düşünsel, bilimsel alt yapısını oluşturmuştur.

Çünkü C. BERNARD, doğa olaylarında aynı nedenlerin aynı koşullarda aynı sonuçları doğuracağını ileri süren determinizmden yararlanarak deney yönetiminin fizyoloji ve hekimlikte canlı varlıklar üzerinde uygulanabileceği kanıtlamıştır.

Emile Zola da “deneysel yöntem”in edebiyatta da uygulanabileceğini ileri sürerek natüralizmin gözlemine “bilimsel deney” i de eklenmiştir. Natüralizmin ilkelerini Zola “Deneysel Roman“ adlı yapıtında açıklamıştır.

Natüralizmin Özellikleri

İnsanın duyguları, tutkuları, düşünceleri, davranışları soyaçekim ve toplumbilim yasalarıyla açıklanmıştır.
İnsan ve toplum, bilimsel determinizm yöntemiy-le incelenmiştir. (gerekircilik)
Yaşam, her türlü yönüyle ele alınır; iyi-kötü ayrımı yapılmaz.
Kişiliğin oluşumunda çevrenin etkisi kabul edildiğinden, sosyal çevreyle ilgili betimlemelere geniş yer verilmiştir.
İçgüdü insanı yönlendiren bir etken olarak gösterilmiş, bu nedenle gerçeğin yansıtılmasında, çirkin, kaba ve ayıbın sınırları kaldırılmıştır.
Yaşam bir laboratuvar, insanlar da deney aracı olarak görülmüştür.
Yazar bir bilim adamı tarafsızlığıyla kişiliğini gizlemiş, üslupçuluğa karşı çıkılmış ve kişiler sosyal düzeylerine uygun hareket ettirilip konuşturulmuştur.
Çevreyi ve insanı, yaşadıkları dönemin sosyal çöküntüleri içinde ele aldıklarından eserlerine bir kötümserlik havası egemen olmuştur.
Sanatı, toplum sorunlarını yansıtarak bu sorunların çözümünde bir araç olarak görmüşler ve sanattan toplumsal yarar bekleyen anlayışın içinde olmuşlardır.
Tiyatroda dekor, kostüm, ve aksesuara önem vermişlerdir.

FRANSA’DA

•EMİLE ZOLA (1840-1902) ROMAN

MEYHANE, GERMİNAL, NANA, GERÇEK,

EMEK

•ALPHONSE DAUDET (1940-1897) ROMAN, ÖYKÜ

DEĞİRMENİMDEN MEKTUPLAR(ÖYKÜ)

PAZARTESİ HİKÂYELERİ(ÖYKÜ), KÜÇÜK ŞEYLER (ÖYKÜ), JACK(ROMAN), TARASCONLU TARTARİN (ROMAN)…

•GONCOURT KARDEŞLER (Edmond ve Jules ) ROMAN

•GUY DE MAUPASSANT (1850-1893) ÖYKÜ, ROMAN

Klasik olay öykü türünün ustasıdır.

ÖYKÜ: AY IŞIĞI, TOMBALAK

ROMAN: BİR HAYAT, GÜZEL DOST…

NORVEÇ’TE

•HENRİK IBSEN (1828-1906) TİYATRO

Hürriyet, aile, ahlak ve benzeri konularda, keskin üsluplu dramlar yazmış. Danimarka’nın ve tüm İskandinav ülkelerinin birliğini ve yükselişini sağlamayı ülkü edinmiştir.

HORTLAKLAR, HALK DÜŞMANI, PEER GYNT, NORA…

Türk Edebiyatı’nda natüralizmin bilinçli uygulayıcısı Hüseyin Rahmi Gürpınar’dır. Ondan önce Tanzimat Edebiyatı’nda Nabizade Nazım’ın “Karabibik” adlı uzun öyküsünde natüralizmin kimi özelliklerine Türk Edebiyatı’nda ilk kez rastlanır.

alıntı

 

Her hakkı saklıdır - Forumda yazılan mesajlarla ilgili sorumluluk yazarlarına aittir.
Güzel Tablo

İnternetteki en güzel tablo ve resimleri bulabileceğiniz kaynak - güzel yağlı boya tablo