Önce Ashâb-ı Bedr’in (r.anhum) fazileti hakkında maddeler halinde kısa da olsa bilgi vermeye çalışalım…
- Bildiğiniz gibi Bedir Harbi’ne katılanların cennetlik olduklarını bizzat Rasûl-i Ekrem Efendimiz (s.a.v.) müjdelemişlerdir.
- Harbin seyri sırasında kendilerine Allah tarafından gönderilen meleklerin de katıldığı Kur'ân'da bildirilmiştir. Bu da onlar için ayrıca bir fazilet sebebidir.
- Ehl-i kemâl bazı zevatın beyanına nazaran evliyâullah'dan pek çoğu velilik makamına Bedir ehlinin mübarek isimlerini okumaya devam etmekle nail olmuşlardır.
- Birçok hastalığa tutulan kimsenin, Bedir ehlinin mübarek ismini zikr ederek bu vesile ile şifa taleb edip lütf-i ilâhiye mazhar olarak hastalıklarından kurtuldukları rivayet edilmektedir
- Ehl-i irfan bir zat, "Hasta bir kimsenin başına elimi koyup hâlis bir niyyetle Bedir ashabının adını okuduğumda mutlak şifa hâsıl olmuştur; hatta hastanın eceli dahi gelmişse en azından rahatsızlığı hafiflemiştir" demiştir.
- Bazıları da, "Duadan önce Bedir ashabının isimlerinin okunmasının duânin sür'atle kabulüne vesile olduğunu" söylemişlerdir. Cafer b. Abdullah hazretleri şöyle diyor: "Babam bana Rasûlullah’ın (s.a.v.) bütün ashabını sevmemi vasiyet eder ve şunu ilave ederdi: ‘Ey canım yavrum, Bedir ashabının adı zikr edilince duâ kabul olunur, bu mübarek isimleri zikreden kulu, ilâhi rahmet; bereket gufran ve rızâ-ı ilâhî kuşatır. Bu isimleri okuyarak hacette bulunanın dileği mutlaka yerine getirilir..."
- "Ehl-i Bedr’in isimlerini üzerinde bulundurmak, okumak, hıfzetmek, düşman üzerine nusret, düşmanların şerrinden vikâyet; yangın, hırsız ve boğulmaktan sıyânet; veba, tâûn, cünûn ve emrâz-ı sâireden himâyet; zevâl-i fark ve husûl-i gınâ ve vefâ-i düyûn ve güfrân-i zünûb ve keşf-i kürûb ve tenvîr-i kulûb velhâsıl cemî-i matâlib-i dünyeviyyeye ve mekâsıd-ı uhreviyyeye vusûl ve celb-i menfai-i âfakiyye ve enfüsiyye ve ins ü cinnin mazaratlarını def etmek ve merâtib-i dünyeviyyeye nail olmak için iksîr-i mücerreb olduğuna Meşîhât-ı İslâmiyye tarafından mücahidîn-i İslamiyyeye hediye olunmuştur."
Unutmamak gerekir; bu mübarek isimlerin okunuşu sırasında herbirinin adı söylenince, ‘radıyallahü anh’ demek lazımdır. Şüphe yok ki Sevgili Peygamberimizin adı söylenince de ‘sallallahü aleyhi ve sellem’ denecektir. Zira bu edebe riayet etmek, maksadın daha kısa zamanda elde edilmesinde vesiledir.
Cenab-ı Hakk (c.c.) cümlemizi ve topyekün Ümmet-i Muhammed'i şefaatlerine nail eylesin. Amin…